GEBELİĞİ DİŞ SAĞLIĞINA ETKİSİ VE AĞIZ BAKIMI
Gebelikte artan hormonların diş eti ve damarlanması üzerine olan etkisi
uzun süreden beri bilinmekteydi ama artık şunu da biliyoruz ki bu
hormonlar ağız içi florası ve bağışıklık cevabı üzerine de olumsuz
etkiyip ,ciddi ve sık olarak dişeti iltihabına neden olabilmektedirler.
4 çeşit ağız hastalığı gebeleri gebe olmayanlara göre daha çok etkiler.
1-Gingivit(dişeti iltihabı); dişeti iltihabı artan gebelik hormonlarına
dişeti plaklarının abartılı cevabı neticesinde oluşur ve oldukça sık
görülür.Plaklar mikroplar ve artıklardan oluşan yapışkan
tabakalardır.Bunun yanında daha önceden beri olan dişeti iltihabına da
gebeliğin olumsuz etkileri gebeliğin ikinci ayından itibaren başlar,
sekizinci ayında en üst noktaya ulaşır.Gebeliğin 8. ayından itibarense
dişeti iltihabı geriler ve doğumun hemen sonrasında dişetlerinin
görünümü gebeliğin 2. ayındaki gibi olur.Gingivitin en büyük nedeni
dişeti plaklarıdır ve en çok ön dişlerde olur ama azı dişleri en ciddi
etkilenenlerdir.
Gebelikte artan gebelik hormonu, progesteron, dişetlerindeki damarları
genişletir ve geçirgenliğini artırır bu da bakterilerin yerleşmesini ve
beslenmesini kolaylaştıran sıvının(eksüda)damar dışına çıkmasını artırır
ayrıca progesteron hücresel bağışıklık cevabını da azaltır.
Dişetindeki koruyucu keratinizasyonun azalması ve glikojenin artması
koruyucu etkinin azalmasıyla sonuçlanır.Ayrıca gebelikte artan östrojen
hormonu da keratininin yapısını bozarak bu koruyucu etkinin azalmasına
katkıda bulunur.
Gebelikte artan hormonların bir diğer gingivit oluşmasını artıran etkisi
de iltihap oluşmasında aracı rol (mediator) üstlenen prostaglandinlerin
diş etinde artmasını sağlamalarıdır.
Gingivit olan diş eti kabarır-şişer ve kıpkırmızıdır.İlerlemiş
gingivitte ağrı olsa da esas olarak kolayca kanayan dişetleri
görülür.Ancak şu da bilinmelidir ki bütün gebelerde olay böyle
seyretmez, gebelik öncesi diş plağı nedenli gingivit olmayanlar, bununla
berabere ağız hijyenine dikkat ederlenlerde bu tablo
oluşmayacaktır.Burada koruyucu önlemler önemlidir , daha sık diş
doktoruna başvurma ve diş plaklarının daha ciddi kontrolü ,hem gebelerde
hem de gebelik planlayanlarda öne çıkar.
2-Gebelik granüloması; Dişetlerini genel etkileyen değişikler yanında
dişetinin-dişle birleştiği sınırda tümöral (epulid)kitlelerde
oluşabilir.Bunlara gebelik tümörü, granüloması veya epulis gravidarum
denir.Ancak tümör tanımına adlanılmamalıdır, köyü huylu
geğildir.Gebelerde en sık maksiller bölgede bulunurlar ve %10 a kadar
sıklıkta görülebilirler.Bunların oluşumunun gebeliğin kaçıncı ayı
olduğuyla ilgisi yoktur ancak 3. aydan sonra büyüdüklerinde fark
edilirler.Kırmızı renkli ,dokunmakla kolay kanayan ve genelde 2 cm yi
geçmeseler de hızlı büyüyen yapıdadırlar.
Yapısında damarlar, fibröz doku ve iltihabi hücreler vardır, en
karakteristik özelliği ise belirgin damarlanmasıdır.Pyojenik granülomdan
diğer klinik bilgiler yokluğunda ayrımı zordur.Tedavide eğer ağzın
kullanımını kısıtlamıyorsa, yani ağrı ve rahatsızlık oluşturup
beslenmeye engel olmuyorsa veya komşu diş dokusu üzerine olumsuz
etkimiyorsa, doğumu beklemek daha doğrudur.Doğum sonrası genelde
gerilese de bir cerrahi müdahale de gerekebilir.Gebelik sırasında da
cerrahi gerekirse lokal anesteziyle sorunsuzca halledilebilir.Ancak
tamamı çıkartılmazsa çoklukla tekrarlayacaktır.
3-Periodontit; gingivit geri dönüşümlü bir iltihaplanmadır ,periodontit
ise dişi yerinde tutan dokuların yani ,periodontal bağ ve alveolar
kemiğin kaybına neden olur .Gingivitle periodontit sıklıkla beraber
görülse de ikisini oluşturan bakteriler farklı olduğundan ve
periodontite farklı bir bağışıklık mekanizması bozukluğu neden
olduğundan ,gingivit periodontite neden olmaz .Gebe olmayan kadınlarla
gebeler arasında, gingivitte olduğu gibi bir farklılık olmadığından,
periodontitten korunma ve tedavide farklı bir yaklaşım gebeler için
yoktur.
4-Diş çürükleri; Birçokları gebeliğin direkt olarak çürüklerle alakalı
hatta nedeni olduğunu zanneder,ancak böyle olduğunu destekleyen bir
bilimsel kanıt yoktur.Diş minesi gebeliğin hiçbir değişikliğinden veya
kalsiyum metabolizmasındaki değişimlerden etkilenmemektedir.
GEBELİKTE FLOR KULLANIMI; Gebelere flor takviyesi yapılarak doğacak
çocuğun sağlıklı dişlere sahip olması amaçlanmıştır gerçektende bu fayda
bebeklerin ilk dişlerinde görülmüştür ancak gene de tüm gebelere flor
takviyesi yapılsın noktasında bulgular yetersizdir.Yakın zamanda yapılan
bir çalışmadaysa ağız bakımı-sağlığı kötü olan annelerin çocuklarının da
ilerde ağız sağlıklarının kötü olacağını gösteren sonuçlara varılmıştır.
Gebelik planlandığında bir diş doktoru muayenesinden geçilmesi en doğru
yaklaşımdır.Bu muayenede 2 amaç vardır;
1-gebelik tedavi şeklini değiştirdiği veya engellediği için, gebelikte
acil bir diş sorunuyla karşılaşmayı engellemek
2-erken doğum veya düşük doğum ağırlıklı bebeklerle ilişkilendirilen
periodontal bir sorunla karşılaşma ihtimalini veya karşılaşılsa da
ciddiyetini azaltmak için
GEBELİKTE DİŞ TEDAVİSİ; gebeliğin ilk 3 ayı bebeğin organlarının
oluştuğu ve gebeliğin çevresel uyaranlara çok duyarlı olduğu bir
dönemdir.Ayrıca gebeliğin 6. ayından sonra da gebeye yapılan müdahaleler
doğum ağrısını tetikleyebilmekte ve uzun süreli oturmalar tansiyon
düşmelerine neden olabilmektedir. Bu nedenle dişle ilgili müdahaleler
tercihen, yapılması şartsa, 3.-6. Aylar arasında yapılmalıdır.Diş
çürüklerinde yapılan dolguda kullanılan maddedeki civanın bebek ve anne
üzerinde olumsuz bir etkisi saptanmamıştır, ancak işlem sırasında açığa
çıkan cıvanın fazla solunmasını önlemek için, işlem hızlıca
bitirilmelidir.Diş doktorunun tedavisinin yapılmasını şart olduğunu
belirttiği durumlarda gebeliğin her döneminde dişle ilgili işlem
yapılabilir, unutulmamalıdır ki gereğinde yapılmayan müdahaleler hem
anne hem de bebek açısından ciddi sonuçlar doğurabilmektedir.Diş
doktoruna başvurulduğunda özelliklede müdahale yapılacaksa anne adayı
varsa yüksek tansiyon rahatsızlığını,şeker hastalığını, kan sulandırıcı
olarak aspirin veya heparin türevlerinin kullanımını muhakkak
belirtmelidir.
Tartışmalı bir konu da diş röntgeni çekimidir , gebelikte diş ve
dişetine bağlı şikayetlerin geçici olarak çözümlenmesi filmsiz de
olabilir, asıl tedavi doğumdan sonraya bırakılabilir. Diş tedavisinin
aşamalarının takibi için film çekilmesi uygun değildir (kanal tedavisi
vb.). Gerektiğinde başarısız tedaviler doğum sonrası
tekrarlanmalıdır.Annenin genel sağlığının söz konusu olduğu önemli
tablolarda yaklaşım farklı olabilir. Tanı için filmin kaçınılmaz olduğu
durumlarda; her ne kadar dişhekimliğinde çekilen röntgenlerde verilen
radyasyon miktarı çok az ve karın bölgesine yakın değilse de, gelişmekte
olan bebeğin ışın almasını önlemek için mutlaka kurşun önlük
kullanılması gerekir.
Bir diğer konuda gebelikte ilaç kullanımıdır, gebeye yapılacak diş
müdahalesinde tercihen zararsız olan damar büzücülü lokal
(vazokonstrüktör) anestezik tercih edilmelidir.Lokal anestezik
yapılamıyorsa %30 azot oksit ile anestezi yapılabilir ancak bilinmelidir
ki gebe daha az anestezik maddeye ihtiyaç duyacaktır.
SON SÖZ; gingivite bağlı dişeti kanaması gebelikte önemli bir sorundur
hatta çoğu anne adayı böyle bir durumda kansızlık olacağını düşünüp diş
fırçalamayı bile yanlış olarak bırakmaktadırlar. Dişeti iltihabı
dişlerin etkin olarak bakımı ve temizlenmesi ile önlenebilir. Her gün en
az iki kez, mümkün olan durumlarda her yemekten sonra dişler
fıçalanmalıdır. Her gün tüm dişlerde diş ipliği ile temizlik işlemi de
yapılmalıdır. Sabah diş fırçalamak rahatsızlık veriyorsa ağız su veya
anti-plaque ve floridli gargaralarla çalkalanmalıdır. Dengeli beslenme
ile birlikte C ve B12 vitamin destekleri de ağız sağlığının sürdürülmesi
açısından önemlidir. Dişhekimine daha sıklıkla , gebelikte 3 ayda
1,gidilmesi de etkin plak kontrolünü sağlayarak gingivtis gelişimini
önler. Plak kontrolünün sağlanması aynı zamanda dişeti irritasyonunu ve
hamilelik tümörlerinin oluşma riskini de azaltır
|
|
|
Telefon :
0 356 214 2520
0 545 214 2520
Adres :
Yeşilırmak mahallesi Bosna
Caddesi 2. Sokak No : 17
OPET arkası
Bizim Toptan Market yanı
TOKAT
Mail Adresi :
yilmazseyyah@gmail.com |